Midtrimesterde plasenta 20-25 santim uzunluğunda ve yaklaşık 2-3 santim kalınlığında kenarlarına doğru incelen yapıdadır. Yaklaşık 500 gram ağırlığında ve fetüse göbek kordonu ile bağlıdır. (50 -60 santim) Plasenta anne ve bebeğe ait dolaşım sistemini birbirinden ayıran ve birleştiren organdır. Anne ve bebek arasındaki besin, oksijen ve diğer maddelerin alışverişini sağlayan yapıdır ve bunları yaparken de seçici davranır, bazı zararlı maddelerin fetuse geçişine izin vermez, ayrıca bebeğin atık ürünlerini de annenin vücuduna gönderir.
Plasenta embriyo gelişimi ve annenin vücudunun değişimi için gerekli hormonları da salgılar;Bhcg,hpl,estrogen progestoron gibi. Ayrıca annenin bağışıklığını da bebeğe geçirir, yani plasenta bebeğin akciğer, karaciğer, böbreği vazifesini görür.
Plasenta bebeğin anne rahmine yerleşmesinden hemen sonra oluşmaya başlar ve gebeliğin ilk üç ayının sonunda tamamen gelişmiş ve fonksiyonel hale gelmiş olur.
Göbek kordonu plasentadan gelerek bebeğin göbek kısmından içeri girer ve içerisindeki damarlarla beraber bebeğin dolaşım sistemine katılır. Plasentanın (çocuğun eşi diye bilinir) kendine ait hastalıkları olduğu gibi yerleştiği yere, uterusun hangi tabakasına kadar tutunduğuna, bebekten erken ayrılıp ayrılmadığına bağlı olarak çeşitli patolojileri vardır. Göbek kordonununda da içerdiği damar sayısı ,kıvrımı, genişliği, plasentadan çıktığı yer vs gibi değişik patolojileri olabilir.
Plasenta previa: Plasentanın aşağıya, serviks ağzına yerleşmesidir. Gebelikte kanamaya yol açması, normal doğumun olamaması ve yapışma anomalilerinin olması ihtimali nedeniyle önemlidir. Pl.previayı üç ayrı kategoride değerlendiririz.Plasenta previa totalis; Plasenta internal osu tamamen kapatır. Vajinal kanama riski üçüncü trimesterde önemlidir. Eğer intenal osu bir santimden fazla kapatmamışsa zamanla düzelme ihtimali vardır, eğer 1 cmden daha fazla kapatmışsa bu ihtimal çok düşüktür.
Plasenta previa marginalis; Burada plasentanın alt kenarı internal osa 2 santimden daha yakındır, fakat internal osu kapatmaz, bu da ilerleyen gebelik haftalarında düzelebilir.
Marginal sinüs plasenta previa; Plasentanın kenarındaki maternal venler internal osa yakındırlar, bunlar kanamaya daha yatkındır.
Plasenta previa ve daha önce sezeryan geçirenleri de plasenta invazyon anomalileri açısından daha detaylı değerlendirmek gerekir, tanı transvajinal ultrasonla teyit edilmelidir, doğum şekli sezeryan olmalıdır.
Plasenta invasyon anomalileri:
Plasentanın uterusun endometrial sınırının ötesine anormal invazyonudur, invazyon şiddetine göre üç çeşit isimlendirilir;
- Plasenta accreata; Plasentanın muskuler tabakaya tutunması ama invazasyon olmamasıdır.
- Plasenta increata; Koryonik villüslerin myometriumu invaze etmesidir.
- Plasenta percrata; Villusların seroza ve ötesine invazyonudur.( Mesane, barsak gibi)
Eğer plasenta previa ve daha önce sezeryan ameliyatı olmuşsa risk artar, sezaryen sayısı ne kadar fazla ise risk artışıda o kadar fazla olur. Tanı anamnez ve ultrason görüntüsü birlikte değerlendirilirse atlanmaz. Ultrasonda plasenta miyometrium sınırının belirsizleşmesi, lakünlerin görülmesi ve renkli dopplerde lakün içerisinde düzensiz akım (alaising) görülmesi ile konur. MR daki tanı oranı ile ultrason hemen hemen aynıdır ancak arka duvar yerleşimlilerde MR daha duyarlıdır.
Bu hastalar genelde 30. haftadan sonra hastaneye yatırılırlar ve 34 35. haftada sezeryan-histerektomi İle doğururlar. Hastanenin donanımı ve preop kan ürünlerinin temini ve bu konuda deneyimli ekip olması önemlidir. Invazyon diğer internal organlarda varsa diğer cerrahi branş hekimlerinin destekleri de gereklidir.
Dekolman plasenta (ablasyo plasenta): Plasentanın uterustan bebekten önce ayrılmasıdır, herhangi bir probleme yol açmayacağı gibi anne bebek ölümüne yol açacak kadar da ciddi olabilir. Plasental ayrılma kenardan (marjinal-en sık), retroplasenter veya preplasenter olabilir. Klinik olarak kendini ağrı ve kanama olarak belli eder, bazen de hiç belirti vermeyebilir.5. aydan sonra kanaması olan ve uterusu hassas ve gergin olan gebelerde şüphelenilmelidir. Ultrasonda kolay fark edilemeyebilir, kalın plasentadan şüphelenilmelidir, ultrason bulgusu ablasyo zamanına göre değişir. Akut hematomda plasenta ile izoekoik görünüm vardır, plasenta kalınlaşmıştır ve renkli dopplerde kan akımı bu bölgede görülmez. Subakut olduğunda ultrasonda heterojen görünür, septasyonlar vardır ve sıvı sıvı seviyesi görülür. Kronik hematom sıvılaşmıştır ve ultrasonda sonolusendir.
Dekolman plasenta kadın doğum acilen en önemli konularından biridir, bunu yönetmek sakinlik ve çok hızlı hareket gerektirir. Dekolman önceden tahmin edilemeyeceğiden acil durumlarla daha çok karşı karşıya kalınır.
Plasenta tümörleri
Koryoanjiom: Boyutları çok değişken olan, benign ,vasküler plasental kitledir. Genellikle plasentanın fetal tarafında bulunurlar, ultrasonda iyi sınırlı, kanlanması fazla olan hipekoik kitlelerdir. Eğer boyutu beş santimden fazla ve damarlanması çok ise polihidroamnios, kalp yetmezliği gibi bulgularla kendini gösterir. Prognoz küçük kitlelerde iyidir, diğer komplike bulgular da gebelik haftasına göre yönetilir.
Plasenter teratom: tüm Teratomların özelliği olan her üç germ tabakasından kaynaklanan benign kitlelerdir, ayırıcı tanıda akardiak ikizler sıklıkla karıştırılırlar, ultrasonda tüm teratomlardaki gibi kalifikasyon sıktır,heterojen görünür genellikle klinik önemi yoktur.
Tek umblikal arter: Göbek kordonunda olması gereken iki arter bir ven yerine bir arter bir ven olmasıdır. Tek başına olması sorun teşkil etmez,%1 oranında görülebilir. Eğer beraberinde başka bulgular da varsa karyotipleme yapmak gerekir. (en sık T18-13)
Ultrasonda göbek kordonuna axial ve sagittal bakılarak veya fetal pelviste mesanenin etrafındaki dolaşıma bakılarak tanı konur. Tek umblikal arter olan kordonda arterin boyutu biraz daha büyüktür ve daha az kıvrımlıdır.Bazen arterin biri hipoplastik (az gelişmiş) olarak görülür. (Boyutları arasındaki fark % 50 den fazla).Bu tek umbblikal arterin varyantı olarak kabül edilir. İlk trimesterden itibaren görülebilir ama 20 -22. haftada tekrar kontrol edilmelidir. Tek arterin %30’u izole değildir, diğer bulgular araştırılmalıdır.Bunda kardiyak riskler 20 kat atmıştır ayrıca renal patolojilerin ve gelişme geriliğinin riski de artmıştır. Eğer izole ise prognoz sorunsuzdur ama gelişme geriliği için yakından takip edilmelidir,doppler değerlendirilmesi iki arterden farklı değildir.
Umblikal kordon kisti:Umblikal kortta kistik yapı oluşmasıdır, gerçek kist veya psödokist olabilir.Psödokist wharton jelinin kalınlaşması ve kistin dejenerasyonu nedeniyle oluşan kistlerdir, bunlar gerçek kiste göre anöploidilerle daha çok birliktedirler, ilk trimesterlerden sonra kaybolmaya meyillidirler. Gerçek kistler ikinci ve üçüncü trimesterde de görülürler, bunlar epitel ile döşeli ince duvarlı kistlerdir.Allontoik kistler,urakal kistler ve mesenterik kistler olabilir.2. trimesterden sonra yüzde ellisinde komplikasyon olur; Kanama, tromboz.Allontoik kistler fetüsün yakınında olur ve fetal mesane ile ilişkilidir.2. trimesterden sonra kort kisti tespit edildiğinde komplikasyonlar ve fetal iyilik durumu için yakından takip edilmelidir.
Umblikal ven varisi: Binde bir gibi nadir görülen bir anomalidir, anneden bebeğe kan götüren umblikal venin çapının >9 mm olması olarak tanımlanır. Genellikle Intraabdominal ve ekstra hepatik yerleşimlidir, başka patolojilerle ve kromozom anomalileri ile birlikte sık görülür. Ultrasonda, özellikle renkli dopplerlerde umblikal vendeki genişleme gösterilir. Varis içindeki türbülan akıma bağlı eritrosit yıkımı, gelişme geriliği ve hidropsa yol açabilir. Tromboz olabileceğinden dolayı intrauterin ölüm riski vardır. Tanı konduktan sonra yakın takip,monitarizasyon ve fetal akciğer maturasyonundan hemen sonra doğum planlanır, eğer riski varsa daha erken de alınabilir.